Bir kadının hayat döngüsü içerisinde en önemli bölümü annelik ve çocuk üzerine yoğunlaşma dönemleridir. Bu konu ile ilgili yapılan incelemeler ve araştırmalar sonucunda kadının ilk önce aile kurmak kavramına yaklaşımının sıcaklığı, buna hazır olup olmadığı, sonra hayatında var olan kişinin gerçekten elini tutup tutmama kararı duygusal kısırlığın içerisinde yer alır.
Ve en önemlisi karşı tarafın bu eli bırakıp bırakmayacağı düşüncesinin kafayı kemirmeyeceği anı yakalama gibi yaklaşımlar kadın için duygusal kısırlık olarak nitelendirilmektedir. Doğru partnere sahip olup olmamak hissi her kadının yaşamı içerisinde yaşadıkları ilişkilerde sık görülen bir durumdur.
Bu noktalarda kadınlardan belli bir oranı da doğru partneri bulamadıklarını düşünerek ancak çocuk sevgisi yaşadıklarından sperm bankalarına kadar başvurulara gidebiliyorlar. İstedikleri partnere sahip olamama ya da hayatlarındaki kişiye gelecekte partner olarak görememe kadınları olumsuz olarak etkiliyor.
Çocuk sahibi olup olmama kararı ''acaba korkuyor musun''''sorumluluk mu korkutuyor''şeklinde uzayıp giden bir listeden ibarettir. Kadın eğer duygusal bir boşluktaysa bunların hepsini düşünmektedir. İyi anne olabilecek miyim, hayatımdaki erkek çocuğuma baba olabilecek mi, bundan sonraki hayatım nasıl olacak. İşte bu sorular kadına der ki; sen duygusal bir kısırlıktasın.
Bu tür durumlarda olan kadınların yakınları ile konuşmaları, sıkıntılarını paylaşmaları her zaman önerilendir. Unutulmamalıdır ki, psikolojik her etkinin dokunduğu, etkilediği bir yer vardır. Sendrom haline gelen bu yeni duruma istinaden ise söylenecek tek söz; doğru eş bulunamasa bile kadının kendini bu noktada kısır hissetmesinden uzak durmasıdır.
Ve en önemlisi karşı tarafın bu eli bırakıp bırakmayacağı düşüncesinin kafayı kemirmeyeceği anı yakalama gibi yaklaşımlar kadın için duygusal kısırlık olarak nitelendirilmektedir. Doğru partnere sahip olup olmamak hissi her kadının yaşamı içerisinde yaşadıkları ilişkilerde sık görülen bir durumdur.
Kadında Biyolojik Saat
Anneliği tatmayan bir kadında her ne kadar hayatında bir partner olsa ya da olmasa bile bir biyolojik saat dönemi vardır. Ve bu saat çaldığında annelik dürtüsü harekete geçer. Çocuk sahibi olmak istemeyen bir kadın bile çocuklara sevgiyle yaklaşır.Kadında Doğru Eş Bulamama Korkusu
Kadında geleceğe dair duygusal anlamda boşluk yaratan durum doğru partner bulamama, hayatında bir düzen sağlayamama, yalnızlık duygusu, sevgisizlik ve boşluk duygularıdır. Hayatta eş olduğu varsayılırsa bu sefer ki korku doğru eş mi beni yarı yolda bırakır mı çocuğuma baba olabilir mi, iyi bir ebeveyn miyiz? soruları gelir. Aslında bu korkular kadının her döneminde karşısına çıkan sorulardır.Bu noktalarda kadınlardan belli bir oranı da doğru partneri bulamadıklarını düşünerek ancak çocuk sevgisi yaşadıklarından sperm bankalarına kadar başvurulara gidebiliyorlar. İstedikleri partnere sahip olamama ya da hayatlarındaki kişiye gelecekte partner olarak görememe kadınları olumsuz olarak etkiliyor.
Çocuk sahibi olup olmama kararı ''acaba korkuyor musun''''sorumluluk mu korkutuyor''şeklinde uzayıp giden bir listeden ibarettir. Kadın eğer duygusal bir boşluktaysa bunların hepsini düşünmektedir. İyi anne olabilecek miyim, hayatımdaki erkek çocuğuma baba olabilecek mi, bundan sonraki hayatım nasıl olacak. İşte bu sorular kadına der ki; sen duygusal bir kısırlıktasın.
Bu tür durumlarda olan kadınların yakınları ile konuşmaları, sıkıntılarını paylaşmaları her zaman önerilendir. Unutulmamalıdır ki, psikolojik her etkinin dokunduğu, etkilediği bir yer vardır. Sendrom haline gelen bu yeni duruma istinaden ise söylenecek tek söz; doğru eş bulunamasa bile kadının kendini bu noktada kısır hissetmesinden uzak durmasıdır.