Bugün ki yazımda sizlere sadece İtalya’nın başkentinden değil tarihi anlamda da birçok kültürel değere başkentlik yapan Roma şehrinden kısaca bahsedeceğim. İtalya’da bulunan Latium bölgesinin başkenti olan Roma şehri aniane ve tiber adlı iki nehrin arasında kalmıştır. Şehir aynı zamanda Katolik kilisesinin idari ve ruhani merkezi konumundadır. Yaklaşık 2500 binlik bir nüfusa sahip olan şehir 1290 km’lik yüz ölçümü ile Avrupa’nın en geniş alanına sahiptir. Hatta şöyle ki Torino, Catania, Bolonya, Floransa, Napoli, Palermo, Genova, Milano ve Bari şehirlerinin yüz ölçümlerinden daha büyüktür. Roma şehri ülkemizin en büyük kenti olan İstanbul gibi Quirinal, Esquiline, Viminal, Capitoline, Palatine, Aventine ve Caelian adlı yedi tepenin üstüne kurulmuştur.
Roma şehri hakkında söylenen efsaneye göre ise şehir Polatium tepesinde bir çoban tarafından büyütülmüş iki kardeş olan romus ve romulus tarafından kurulmuştur. Adını da bu iki gençten alındığı söylenen şehir tarih boyunca roma krallığı, roma imparatorluğu ve roma cumhuriyeti gibi farklı isimlerle anılmıştır. İlk yerleşik yaşam M.Ö.1000 tarihinde başlayan şehir günden güne büyüyerek güçlü bir yerleşik yapıya ulaşmıştır. Özellikle 2.y.y. da en iyi dönemini yaşayan şehir daha sonra veba, doğal afetler gibi sorunlar yüzünden nüfusunda ciddi bir kayıp yaşanmıştır.
Bir dönem şehirde ciddi kanalizasyon vb. sıkıntılar yaşansa da Roma şehri günümüzde Avrupa’nın hem siyasi hem de idari anlamında en ileri düzeydeki şehirlerinden biridir. Şehir tek başına İtalya’nın %6,5’lık milli hasılasını karşılamaktadır. Fakat bunun sebebi gelişen sanayiden çok turizm sektörüdür. Şehir her yıl birçok yerden gelen binlerce turist ağırlamaktadır.
Yazları sıcak ve kuru bir iklime sahip olan şehir sadece akşamüstleri Tiren denizinden gelen esintiyle yazın boğucu sıcağından kurtulurken, kışlarını ise kuzeyden esen soğuk rüzgârlara teslim eder. Şehirdeki en büyük sıkıntı tıpkı ülkemizde benzettiğimiz şehrimiz İstanbul gibi trafik sıkıntısıdır. Yapılan metrolarla bu sıkıntı biraz olsun azalmıştır. Fakat bu sıkıntı bile Roma’nın dünyanın en güzel şehirlerinden biri olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Dilerim birgün hepimizin yolu Roma’da birleşir diyerek yazımı noktalarken hepinize mutlu yarınlar dilerim.
Roma şehri hakkında söylenen efsaneye göre ise şehir Polatium tepesinde bir çoban tarafından büyütülmüş iki kardeş olan romus ve romulus tarafından kurulmuştur. Adını da bu iki gençten alındığı söylenen şehir tarih boyunca roma krallığı, roma imparatorluğu ve roma cumhuriyeti gibi farklı isimlerle anılmıştır. İlk yerleşik yaşam M.Ö.1000 tarihinde başlayan şehir günden güne büyüyerek güçlü bir yerleşik yapıya ulaşmıştır. Özellikle 2.y.y. da en iyi dönemini yaşayan şehir daha sonra veba, doğal afetler gibi sorunlar yüzünden nüfusunda ciddi bir kayıp yaşanmıştır.
Yazları sıcak ve kuru bir iklime sahip olan şehir sadece akşamüstleri Tiren denizinden gelen esintiyle yazın boğucu sıcağından kurtulurken, kışlarını ise kuzeyden esen soğuk rüzgârlara teslim eder. Şehirdeki en büyük sıkıntı tıpkı ülkemizde benzettiğimiz şehrimiz İstanbul gibi trafik sıkıntısıdır. Yapılan metrolarla bu sıkıntı biraz olsun azalmıştır. Fakat bu sıkıntı bile Roma’nın dünyanın en güzel şehirlerinden biri olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Dilerim birgün hepimizin yolu Roma’da birleşir diyerek yazımı noktalarken hepinize mutlu yarınlar dilerim.