Günümüz şartlarında, diyetisyene gitmek yerine, sosyal medya üzerindeki diyet programlarını uygulamak, daha yaygın bir hale dönüşmüştür. Tam olarak kimler tarafından oluşturulduğu ve doğruluk payları bilinmeyen bu listeler, ciddi anlamda hayati risk taşımaktadır.
Şok diyetler olarak adlandırdığımız bu diyetler, sağlıklı bir diyet programının aksine, kısa sürelerde, hızlı kilo verdiren diyetler arasında yer almaktadır. Kısa sürelerde istenilen ve hatta daha fazlası miktarlarda kilo vermek ne kadar cazipmiş gibi görünsede, metabolik olarak insan vücuduna ciddi zararlar vermektedir. Bu diyet programlarında, örneğin günlük kalori alımı 1800 kcal olan bir insana, günlük olarak 750 kcal verilerek, hızlı bir şekilde kilo vermesi sağlanır. Kesinlikle uzun süre uygulanmaması gereken şok diyetler de verilen kilolar, kısa bir süre sonra da tekrar geri alınmaktadır. Hızlı kilo verdiren diyetlerin başlıca zararları:
Az miktarda ve düşük kalorili gıda tüketimi, metabolizmanın daha da yavaşlamasına sebep olur. Metabolizma yavaşladığından, diyet programından sonra, normal beslenme tarzına dönüldüğünden, hızlı kilo verdiren diyetler ile verilen kilolar, fazlasıyla geri alınmaktadır.
Yetersiz vitamin-mineral alımından dolayı, metabolik aktivitelerde problemler ortaya çıkar.
Vücudun kan şekeri metabolizması üzerinde, ciddi zararlı etkileri bulunmaktadır. Şeker hastalığı oluşumuna sebep olabilmektedir.
Kilo kaybı, büyük oranda kas ve su kaybı şeklindedir. Yani asıl verilmesi gereken yağlar, vücutta bulunmaya devam eder. Verilen ciddi miktardaki kilolar, vücuttaki yağ dokusu yerine, kas ve su metabolizmasından olduğu için oldukça tehlikelidir.
Kalbin dayanıklılık ve kas oranının azalmasına sebep olur. Çeşitli kalp rahatsızlıklarına sebep olabilmektedir.
Şok diyetler, vücudun savunma mekanizmasını zayıflatır. Özellikle salgın hastalıkların görülme riski, büyük oranda artar.
Belli başlı besin gruplarına yönelen diyet listeleri oldukları için, vücudun metabolik döngüsü üzerinde olumsuz etki ederler. Metabolik döngünün düzenli devamı için, her besin grubunun, dengeli bir şekilde tüketimi şarttır.
Böbrek fonksiyonlarının ciddi oranda zarar görmesine sebep olur.
Karaciğer metabolizmasına zarar verir.
Kan basıncının dengesiz bir hal almasına neden olur.
Vücuttaki iyon-su dengesinin bozulmasına sebep olur.
Kemik yapısına ve gelişimine büyük oranda olumsuz etki eder.
Şok diyetler olarak adlandırdığımız bu diyetler, sağlıklı bir diyet programının aksine, kısa sürelerde, hızlı kilo verdiren diyetler arasında yer almaktadır. Kısa sürelerde istenilen ve hatta daha fazlası miktarlarda kilo vermek ne kadar cazipmiş gibi görünsede, metabolik olarak insan vücuduna ciddi zararlar vermektedir. Bu diyet programlarında, örneğin günlük kalori alımı 1800 kcal olan bir insana, günlük olarak 750 kcal verilerek, hızlı bir şekilde kilo vermesi sağlanır. Kesinlikle uzun süre uygulanmaması gereken şok diyetler de verilen kilolar, kısa bir süre sonra da tekrar geri alınmaktadır. Hızlı kilo verdiren diyetlerin başlıca zararları:
Az miktarda ve düşük kalorili gıda tüketimi, metabolizmanın daha da yavaşlamasına sebep olur. Metabolizma yavaşladığından, diyet programından sonra, normal beslenme tarzına dönüldüğünden, hızlı kilo verdiren diyetler ile verilen kilolar, fazlasıyla geri alınmaktadır.
Yetersiz vitamin-mineral alımından dolayı, metabolik aktivitelerde problemler ortaya çıkar.
Vücudun kan şekeri metabolizması üzerinde, ciddi zararlı etkileri bulunmaktadır. Şeker hastalığı oluşumuna sebep olabilmektedir.
Kalbin dayanıklılık ve kas oranının azalmasına sebep olur. Çeşitli kalp rahatsızlıklarına sebep olabilmektedir.
Şok diyetler, vücudun savunma mekanizmasını zayıflatır. Özellikle salgın hastalıkların görülme riski, büyük oranda artar.
Belli başlı besin gruplarına yönelen diyet listeleri oldukları için, vücudun metabolik döngüsü üzerinde olumsuz etki ederler. Metabolik döngünün düzenli devamı için, her besin grubunun, dengeli bir şekilde tüketimi şarttır.
Böbrek fonksiyonlarının ciddi oranda zarar görmesine sebep olur.
Karaciğer metabolizmasına zarar verir.
Kan basıncının dengesiz bir hal almasına neden olur.
Vücuttaki iyon-su dengesinin bozulmasına sebep olur.
Kemik yapısına ve gelişimine büyük oranda olumsuz etki eder.