Tarihi Sinop Kapalı Cezaevi, bir dönem Anadolu'nun Alkatrazı tabiri ile de tanınan 4000 yıl önce yapılmış olan devasa bir hapishane olup, 1999 yılında kapatılarak Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı bir müze durumunda hizmet vermektedir.
Türkiye'nin en mutlu şehri olan Sinop ilinde bu yapıyı görenler çok şaşırıyorlar. Çünkü üç tarafı denizlerle çevrili olan çok büyük betonarme bir yapıdaki nemi düşünmesi bile hasta olmak için yeterli bir sebep görülebilir. Mutlu bir şehirde, mutsuzlukların derinden yaşandığı görülmeye değer bir mekandı.
Selçuklular döneminden günümüze kadar 11 adet taştan sur yapılmış ve genellikle surlara komutan isimleri verilmiştir. Surlar, deniz tarafında bulunan güney cephesinde 22 metre, diğer cephelerde 18 metredir ve sur kalınlığı 3 metredir. Cezaevine ilk girişte zindan, ziyaretçilerini karşılar ve zindana girildiğinde nasıl bir mutsuzluğun yaşandığı kapkaranlık odada bulunan gemi demirlerini andıran devasa büyüklükteki zincirler, el, ayak ve boğaz için demir kelepçeler ile insana farklı bir duygular yaşatır.
Cezaevinde ilerledikçe 1. kısım, 2. kısım olan zindanlar, koğuşlar, hücreler, atölyeler, bahçeler, stratejik önemi büyük olan kuleler, idari bina, mahkum nakil aracı, revir, muhasebe, savcı odası gibi odalar, eski yataklar ile insanların yıllarını geçirdiği yaşam alanının özellikleri ziyaretçilerinin farklı bir dünyaya yolculuk yapmasına neden oluyor.
• Cezaevinin de çok azılı suçlular ile tecrit edilmek istenen dönemin yazarları, düşünürleri ve gazetecileri, politikacıları gibi ünlülerde bu cezaevinde ağır şartlar altında mahkum edilmişlerdir.
• Hapishanedeki nemden dolayı kibrit yakmanın bile zor olduğunun söylenildiği bir mekânda uzun yıllar yatmak zor olduğu için ceza süresini bitiremeden, hastalık nedeniyle ölen bir çok mahkumda özgürlüğüne kavuşamadan ölmüştür. • Sinop Tarihi Cezaevinde yatan ünlüleri hatırlamak gerekirse Sabahattin Ali herkes tarafından bilinmektedir.
• Hapishane kaldığı sürece yazdığı birçok şiir şarkı olarak yıllardır dillerimizde ve gönüllerimizde ayrı bir yere sahiptir. Sabahattin Ali tarafından yazılan ''Aldırma Gönül Aldırma''şiiri ile mahkumların duygusal yaşamları gayet içtenlikle anlatılmıştır. ''Kuyucaklı Yusuf'' gibi birçok eseri ile hapishane çekilen derin acıları içtenlikle anlatmıştır.
Cezaevinde senelerini geçiren ünlüler tabi ki de Sabahattin Ali ile kalmıyor. Kerim Korcan, Osman Deniz, Refik Halit Karay, Mustafa Suphi, Ahmet Bedevi Kuran, Refi Cevat, Burhan Felek, Hüseyin Hilmi, Osman Cemal Kaygılı, Zekeriya Sertel diğer kaydı tutulan ünlüler olup yaşadıkları acılarla bir çok esere konu olmuşlardır.
Türkiye'nin en mutlu şehri olan Sinop ilinde bu yapıyı görenler çok şaşırıyorlar. Çünkü üç tarafı denizlerle çevrili olan çok büyük betonarme bir yapıdaki nemi düşünmesi bile hasta olmak için yeterli bir sebep görülebilir. Mutlu bir şehirde, mutsuzlukların derinden yaşandığı görülmeye değer bir mekandı.
Tarihi Sinop Cezaevi Ve Bölümleri
Şiirlere ve şarkılara konu olan tarihi cezaevi, yüksek surları ve üç tarafının denizlerle çevrili olması, yüksek demir kapıları yüzünden kaçma ihtimalinin olmadığı; yapılan bir kaç denemenin de mutsuz sonla bittiği devasa bir hapishanedir.Selçuklular döneminden günümüze kadar 11 adet taştan sur yapılmış ve genellikle surlara komutan isimleri verilmiştir. Surlar, deniz tarafında bulunan güney cephesinde 22 metre, diğer cephelerde 18 metredir ve sur kalınlığı 3 metredir. Cezaevine ilk girişte zindan, ziyaretçilerini karşılar ve zindana girildiğinde nasıl bir mutsuzluğun yaşandığı kapkaranlık odada bulunan gemi demirlerini andıran devasa büyüklükteki zincirler, el, ayak ve boğaz için demir kelepçeler ile insana farklı bir duygular yaşatır.
Cezaevinde ilerledikçe 1. kısım, 2. kısım olan zindanlar, koğuşlar, hücreler, atölyeler, bahçeler, stratejik önemi büyük olan kuleler, idari bina, mahkum nakil aracı, revir, muhasebe, savcı odası gibi odalar, eski yataklar ile insanların yıllarını geçirdiği yaşam alanının özellikleri ziyaretçilerinin farklı bir dünyaya yolculuk yapmasına neden oluyor.
Tarihi Sinop Cezaevinde Neler Yaşandı
1640 yılında Sinop Tarihi Cezaevi' ni ziyaret eden Evliya Çelebi Sinop Cezaevi için Seyahatnamesinde şunları yazmaktadır. Büyük ve korkunç bir kaledir. 300 demir kapısı, demir parmaklıklar ve nice azılı mahkumları vardır. Burçlarında gardiyanlar ejderha gibi dolaşır. Tanrı korusun, oradan mahkum kaçırtmak değil, kuş bile uçurtmazlar. " Sözleri ile cezaevinin nasıl yaşanılır bir yer olduğu çok doğru olarak açıklamıştır.• Cezaevinin de çok azılı suçlular ile tecrit edilmek istenen dönemin yazarları, düşünürleri ve gazetecileri, politikacıları gibi ünlülerde bu cezaevinde ağır şartlar altında mahkum edilmişlerdir.
• Hapishanedeki nemden dolayı kibrit yakmanın bile zor olduğunun söylenildiği bir mekânda uzun yıllar yatmak zor olduğu için ceza süresini bitiremeden, hastalık nedeniyle ölen bir çok mahkumda özgürlüğüne kavuşamadan ölmüştür. • Sinop Tarihi Cezaevinde yatan ünlüleri hatırlamak gerekirse Sabahattin Ali herkes tarafından bilinmektedir.
• Hapishane kaldığı sürece yazdığı birçok şiir şarkı olarak yıllardır dillerimizde ve gönüllerimizde ayrı bir yere sahiptir. Sabahattin Ali tarafından yazılan ''Aldırma Gönül Aldırma''şiiri ile mahkumların duygusal yaşamları gayet içtenlikle anlatılmıştır. ''Kuyucaklı Yusuf'' gibi birçok eseri ile hapishane çekilen derin acıları içtenlikle anlatmıştır.
Cezaevinde senelerini geçiren ünlüler tabi ki de Sabahattin Ali ile kalmıyor. Kerim Korcan, Osman Deniz, Refik Halit Karay, Mustafa Suphi, Ahmet Bedevi Kuran, Refi Cevat, Burhan Felek, Hüseyin Hilmi, Osman Cemal Kaygılı, Zekeriya Sertel diğer kaydı tutulan ünlüler olup yaşadıkları acılarla bir çok esere konu olmuşlardır.