Ele alınan bir konunun öncelikle anlaşılabilmesi için o şeyin öncelikle kök halindeki anlamına bakmalı ona göre ele aldığımız konu, kavram veya kelime hakkında bilgi sahibi olmaya çalışmalıyız.
Burada ele aldığımız kavram güzellik kavramı ise öncelikle onun kök hali olan güzel kavramı üzerinde durmalıyız. Güzel kavramı çevremizde her insanın her türlü nesne, insan, doğa vb. alanlarda beş duyu organına ve bunun yanında içsel olarak iyi his uyandıran şeyler için kullandıkları bir kavramdır.
Güzel kavramı genellikle iyi kavramı ile doğru orantılı hatta birbirini tam karşılayan bir yapı oluşturur insan zihninde yani şöyle ki çevremizde bir nesne, olay, olgu vb. Şeyler için güzel ya da güzelmiş gibi kelimeler söylenince zihnimiz de direkt olarak o şeyin iyi bir şey olduğu algısı oluşur.
Güzel kavramı burada güzellik kavramının teke indirgenmiş basit hali ise güzellik kavramı bizim karşımıza daha estetik ve sanatsal bir kavram olarak çıkar. Güzel kavramını iyi anlamda sık sık kullanırken güzellik kavramına daha çok estetik ve sanat alanlarında ihtiyaç duyar ve kullanırız. Güzellik bu anlamda artık daha üst bir seviyeye taşınır.
O artık güzel kavramının en üst ve eleştirilebilen bir özelliği halini almıştır. Günlük yaşantımızda birçok şey için güzel olan herkes tarafından çoğu kez (her zaman her şey için ortak görüş asla mümkün olmamakla birlikte) aynıdır ve düşünceler ortaktır. Ancak güzellik kavramına gelince işin boyutu biraz daha estetik ve sanat alanına yönelme olduğu için asıl ayrım burada başlıyor.
Güzellik sanatsal bir anlam taşıyor ve daha estetik olana hitap ediyorsa o halde; güzellikle ve güzel olanla ilgili asıl soru ortaya çıkmış oluyor: Kime ve neye göre güzel?
Her insanın algısı ve bakış açısı bir insandan insana değişmektedir. Her insan için bu anlamda güzellik kavramı farklı anlamalar taşımaktadır. İyi ile özdeş tuttuğumuz iyi olanı güzel gördüğümüzü söylemiştik işte görecelilik yani herkes için güzellik kavramının farklı olmasının asıl sebebi de burada yatmaktadır. Çünkü herkes için iyi olan farklı şeylerdir.
Örneğin felsefe tarihine baktığımızda birçok ünlü düşünür için güzellik kavramı yani iyi olan, hayranlık uyandıran şey her biri için ayrı anlamlar taşımaktadır. Bu bir Pisagor için sayılarda ki uyum, Platon için güzellik güzel kavramına hizmet eden gerçek alem olarak bahsettiği idealar alemindeki güzelin bir yansımadır, Aristotales için ise güzel olan ve güzellik bir olur ve aynı olursa orada iyi oluşur, Sokrates için her şey amacıyla uyumlu bir ilişki içinde ise iyidir ve güzeldir.
Tüm bu örneklerden de anlaşılacağı üzere güzel ve ona hizmet eden güzellik kavramı görecelidir, hayranlık uyandıran şeyler her bireyde farklıdır.
Burada ele aldığımız kavram güzellik kavramı ise öncelikle onun kök hali olan güzel kavramı üzerinde durmalıyız. Güzel kavramı çevremizde her insanın her türlü nesne, insan, doğa vb. alanlarda beş duyu organına ve bunun yanında içsel olarak iyi his uyandıran şeyler için kullandıkları bir kavramdır.
Güzel kavramı genellikle iyi kavramı ile doğru orantılı hatta birbirini tam karşılayan bir yapı oluşturur insan zihninde yani şöyle ki çevremizde bir nesne, olay, olgu vb. Şeyler için güzel ya da güzelmiş gibi kelimeler söylenince zihnimiz de direkt olarak o şeyin iyi bir şey olduğu algısı oluşur.
Güzel kavramı burada güzellik kavramının teke indirgenmiş basit hali ise güzellik kavramı bizim karşımıza daha estetik ve sanatsal bir kavram olarak çıkar. Güzel kavramını iyi anlamda sık sık kullanırken güzellik kavramına daha çok estetik ve sanat alanlarında ihtiyaç duyar ve kullanırız. Güzellik bu anlamda artık daha üst bir seviyeye taşınır.
O artık güzel kavramının en üst ve eleştirilebilen bir özelliği halini almıştır. Günlük yaşantımızda birçok şey için güzel olan herkes tarafından çoğu kez (her zaman her şey için ortak görüş asla mümkün olmamakla birlikte) aynıdır ve düşünceler ortaktır. Ancak güzellik kavramına gelince işin boyutu biraz daha estetik ve sanat alanına yönelme olduğu için asıl ayrım burada başlıyor.
Güzellik sanatsal bir anlam taşıyor ve daha estetik olana hitap ediyorsa o halde; güzellikle ve güzel olanla ilgili asıl soru ortaya çıkmış oluyor: Kime ve neye göre güzel?
Güzellik Göreceli Midir?
Güzellik kavramı sanatsal ve estetik bir anlam içerir. Peki sanat anlayışı ve sanatta ki bakış açısı, estetik değer yargıları her insan için aynı mıdır? Kesinlikle değildir.Her insanın algısı ve bakış açısı bir insandan insana değişmektedir. Her insan için bu anlamda güzellik kavramı farklı anlamalar taşımaktadır. İyi ile özdeş tuttuğumuz iyi olanı güzel gördüğümüzü söylemiştik işte görecelilik yani herkes için güzellik kavramının farklı olmasının asıl sebebi de burada yatmaktadır. Çünkü herkes için iyi olan farklı şeylerdir.
Örneğin felsefe tarihine baktığımızda birçok ünlü düşünür için güzellik kavramı yani iyi olan, hayranlık uyandıran şey her biri için ayrı anlamlar taşımaktadır. Bu bir Pisagor için sayılarda ki uyum, Platon için güzellik güzel kavramına hizmet eden gerçek alem olarak bahsettiği idealar alemindeki güzelin bir yansımadır, Aristotales için ise güzel olan ve güzellik bir olur ve aynı olursa orada iyi oluşur, Sokrates için her şey amacıyla uyumlu bir ilişki içinde ise iyidir ve güzeldir.
Tüm bu örneklerden de anlaşılacağı üzere güzel ve ona hizmet eden güzellik kavramı görecelidir, hayranlık uyandıran şeyler her bireyde farklıdır.