Biyoteknoloji bitki, insan ve hayvanlarda bulunan hücrelerin görevlerini değiştirmek amacıyla uygulanan tekniklerdir. Biyoteknoloji canlıların iyileştirilmesi aktif olarak görev alır.
Biyoteknoloji insan için gerekli olan proteinin üretilmesinde aktif rol oynar. Kanser gibi çeşitli ciddi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılır. Zarar görmüş veya çeşitli etkilerle fonksiyonunda gerileme görülen omurilik tedavisinde kullanılabilir.
Sanayinin birçok alanında biyoteknolojiden faydalanılır. İnsanlar sıklıkla görülen zararlı genlerin tedavisinde yine biyoteknolojiden yardım alınabilir. İnsanlar için gerekli olan meyve ve sebze üretilmesinde biyoteknolojiden faydalanılır.
• Biyoteknoloji Sümerliler tarafından bira mayalanmasında aktif rol oynadı.
• Daha sonra Çinliler tarafından antibiyotik yapımında kullanıldı.
• Çinliler daha sonra biyoteknoloji sayesinde bitkiler için zararlı olan böcekleri öldürmek için kullandılar.
• Biyoteknoloji sayesinde Janseen mikroskobu icat etti. 17. Yüzyılda Hooke hücre tanımını biyoteknoloji sayesinde ortaya koydu. Biyoteknoloji sanayi devrimiyle birlikte hızlı gelişimini sürdürdü.
Jenner ilk çiçek aşısı denemesini 18. Yüzyılda gerçekleştirdi. Biyoteknoloji sayesinde ilk enzim ayrıştırması yapıldı. 1863 yılında Medel bezelyeler ile yaptığı çeşitli çalışmalar sonucunda genler ile alakalı ilk fikri ortaya attı. 1869 yılında biyoteknoloji sayesinde DNA kavramı ortaya atılmış oldu. 20. Yüzyılda 1911 yılına gelindiğinde Rous adında bir bilim adamı ilk kez kansere yol açan bir virüs keşfetti. Yine bu virüsün keşfi biyoteknoloji gelişimi sayesinde meydana geldi.
1919 Yılında günümüzde de kullanıma devan eden biyoteknoloji kavramı ilk kez Macar mühendis tarafından kullanılmaya başlandı. Bu biyoteknolojinin gelişimi açısından oldukça önemliydi. 1920 yılına gelindiğinde insan büyüme hormonunun varlığı Evans ve Long sayesinde gerçekleşti. 1942 yılında biyoteknoloji kullanarak mikroskop yarımıyla bir virüs tanımlandı. Bu bakteri virüsü daha sonra karakterize edildi. 1954 yılında hücre kültürü anlamında ciddi oranda gelişme kaydedildi.
1989-2005 yılları arasında DNA çalışmalarına 3 milyar dolarlık ciddi bir fon ayrıldı. 3 milyar dolar yılına göre baktığımız zaman gerçekten inanılmaz bir rakamdı. 3 milyar dolar sayesinde bugün biyoteknoloji alanında yapılan çalışmaların neredeyse tamamının temeli atılmış oldu. 1998 yılında Japonya’nın önde gelen üniversitelerinden birinde bir inekten sekiz adet dana kopyalaması başarıyla tamamlandı.
Biyoteknoloji insan için gerekli olan proteinin üretilmesinde aktif rol oynar. Kanser gibi çeşitli ciddi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılır. Zarar görmüş veya çeşitli etkilerle fonksiyonunda gerileme görülen omurilik tedavisinde kullanılabilir.
Sanayinin birçok alanında biyoteknolojiden faydalanılır. İnsanlar sıklıkla görülen zararlı genlerin tedavisinde yine biyoteknolojiden yardım alınabilir. İnsanlar için gerekli olan meyve ve sebze üretilmesinde biyoteknolojiden faydalanılır.
Biyoteknolojinin Tarihsel Gelişimi Nasıldır?
• Biyoteknoloji ilk olarak Sümerler tarafından kullanıldı.• Biyoteknoloji Sümerliler tarafından bira mayalanmasında aktif rol oynadı.
• Daha sonra Çinliler tarafından antibiyotik yapımında kullanıldı.
• Çinliler daha sonra biyoteknoloji sayesinde bitkiler için zararlı olan böcekleri öldürmek için kullandılar.
• Biyoteknoloji sayesinde Janseen mikroskobu icat etti. 17. Yüzyılda Hooke hücre tanımını biyoteknoloji sayesinde ortaya koydu. Biyoteknoloji sanayi devrimiyle birlikte hızlı gelişimini sürdürdü.
Jenner ilk çiçek aşısı denemesini 18. Yüzyılda gerçekleştirdi. Biyoteknoloji sayesinde ilk enzim ayrıştırması yapıldı. 1863 yılında Medel bezelyeler ile yaptığı çeşitli çalışmalar sonucunda genler ile alakalı ilk fikri ortaya attı. 1869 yılında biyoteknoloji sayesinde DNA kavramı ortaya atılmış oldu. 20. Yüzyılda 1911 yılına gelindiğinde Rous adında bir bilim adamı ilk kez kansere yol açan bir virüs keşfetti. Yine bu virüsün keşfi biyoteknoloji gelişimi sayesinde meydana geldi.
1919 Yılında günümüzde de kullanıma devan eden biyoteknoloji kavramı ilk kez Macar mühendis tarafından kullanılmaya başlandı. Bu biyoteknolojinin gelişimi açısından oldukça önemliydi. 1920 yılına gelindiğinde insan büyüme hormonunun varlığı Evans ve Long sayesinde gerçekleşti. 1942 yılında biyoteknoloji kullanarak mikroskop yarımıyla bir virüs tanımlandı. Bu bakteri virüsü daha sonra karakterize edildi. 1954 yılında hücre kültürü anlamında ciddi oranda gelişme kaydedildi.
1989-2005 yılları arasında DNA çalışmalarına 3 milyar dolarlık ciddi bir fon ayrıldı. 3 milyar dolar yılına göre baktığımız zaman gerçekten inanılmaz bir rakamdı. 3 milyar dolar sayesinde bugün biyoteknoloji alanında yapılan çalışmaların neredeyse tamamının temeli atılmış oldu. 1998 yılında Japonya’nın önde gelen üniversitelerinden birinde bir inekten sekiz adet dana kopyalaması başarıyla tamamlandı.