Madde bağımlılığı uyuşturucu maddeler sonucunda olur. Uyuşturucu maddelerde bağımlılık yapan kimyasallar vardır. Fakat bunda bir aldatmaca vardır.
Bağımlılık hakkında bildiğimiz her şey yanlıştır. Örneğin bir yeriniz kırıldığında hastaneye gidersiniz. Hastanede size uzun bir süre Diamorfin verirler. Diamorfin aslında uyuşturucu bir maddedir. Aslına bu dışarıda gibi sulandırılarak kirletilmeyip sağlık için kullanılmıştır.
Şuan da hastanelerde hastalıklardan ötürü uyuşturucu madde verilen birçok insan var. Bu durumda birçoğunun madde bağımlısı olması gerekirdi. Ama bu durum yakından incelendi ve öyle bir şey olmadığı kanıtlandı. Nineniz protezleri için kullandığı ilaçlar yüzünden bir bağımlıya dönüşemez.
Bunlardan birisi sadece su iken diğerinde uyuşturucu madde katılmış su bulunuyor. Bu deney her yapıldığında farenin uyuşturuculu suyu kendini öldürünceye dek içmeye devam ettiği görülüyor. Ama 1970’lerde bir psikoloji profesörü olan Alexander bu deneyle ilgili tuhaf bir sonuca vardı. Fare kafese her zaman yalnız koyuluyordu.
Uyuşturucu dışında yapacağı başka bir seçeneği yoktu. Bu deney farklı yapılırsa neler olacağını merak etti. Deney yaptığında durum değişmişti. Fareler nadiren uyuşturucu katılmış olan suyu kullandı. Ailesinin ve sevdiklerinin yanında vakit geçiren insanlar içinde eşdeğer bir durum söz konusudur. Yani yalnız farenin alınıp fare parkına konulmasıyla eşdeğer bir durumdur.
Yani bu durumda mesele kimyasallar değil sizin kafesiniz olur. Bu durum bağımlılık hakkında daha farklı düşünmemize yön çizer. İnsanda doğuştan gelen bir bağlanma içgüdüsü bulunur. Mutlu veya sağlıklı olduğumuzda bunu sevdiklerimizle paylaşırız. Ama bunu yapmadığımızda veya sosyal yaşamdan soyutlandığımızda bizi rahatlatan şeylere bağ kurma ihtiyacı kurarız.
Bu akıllı telefonlarımız, oyunlarımız yada zararlı bağımlılık yapan maddeler olabilir. Doğamız gereği bir şeylerle bağ kurarız. Kötü bağlardan iyi bağlara giden yol, birlikte mutlu olduğumuz insanlarla olmaktan ve onlarla vakit geçirmekten geçer. Bağımlılık etrafımızda sürekli olan bağlanamama sorunundan oluşur. Kişiler, sevdikleri ve aileleri ile beraber vakit geçirirse uyuşturucuya yakalanma olasılığı düşer.
Bağımlılık hakkında bildiğimiz her şey yanlıştır. Örneğin bir yeriniz kırıldığında hastaneye gidersiniz. Hastanede size uzun bir süre Diamorfin verirler. Diamorfin aslında uyuşturucu bir maddedir. Aslına bu dışarıda gibi sulandırılarak kirletilmeyip sağlık için kullanılmıştır.
Şuan da hastanelerde hastalıklardan ötürü uyuşturucu madde verilen birçok insan var. Bu durumda birçoğunun madde bağımlısı olması gerekirdi. Ama bu durum yakından incelendi ve öyle bir şey olmadığı kanıtlandı. Nineniz protezleri için kullandığı ilaçlar yüzünden bir bağımlıya dönüşemez.
Madde Bağımlılığından Kurtulmanın En Önemli Yolu?
Şuan da geliştirilen teori 20. Yüzyılda yapılan bir takım deneylerden alınarak oluşturuldu. Bir deney faresi 2 soluklu bir kafese koyuluyor.Bunlardan birisi sadece su iken diğerinde uyuşturucu madde katılmış su bulunuyor. Bu deney her yapıldığında farenin uyuşturuculu suyu kendini öldürünceye dek içmeye devam ettiği görülüyor. Ama 1970’lerde bir psikoloji profesörü olan Alexander bu deneyle ilgili tuhaf bir sonuca vardı. Fare kafese her zaman yalnız koyuluyordu.
Uyuşturucu dışında yapacağı başka bir seçeneği yoktu. Bu deney farklı yapılırsa neler olacağını merak etti. Deney yaptığında durum değişmişti. Fareler nadiren uyuşturucu katılmış olan suyu kullandı. Ailesinin ve sevdiklerinin yanında vakit geçiren insanlar içinde eşdeğer bir durum söz konusudur. Yani yalnız farenin alınıp fare parkına konulmasıyla eşdeğer bir durumdur.
Yani bu durumda mesele kimyasallar değil sizin kafesiniz olur. Bu durum bağımlılık hakkında daha farklı düşünmemize yön çizer. İnsanda doğuştan gelen bir bağlanma içgüdüsü bulunur. Mutlu veya sağlıklı olduğumuzda bunu sevdiklerimizle paylaşırız. Ama bunu yapmadığımızda veya sosyal yaşamdan soyutlandığımızda bizi rahatlatan şeylere bağ kurma ihtiyacı kurarız.
Bu akıllı telefonlarımız, oyunlarımız yada zararlı bağımlılık yapan maddeler olabilir. Doğamız gereği bir şeylerle bağ kurarız. Kötü bağlardan iyi bağlara giden yol, birlikte mutlu olduğumuz insanlarla olmaktan ve onlarla vakit geçirmekten geçer. Bağımlılık etrafımızda sürekli olan bağlanamama sorunundan oluşur. Kişiler, sevdikleri ve aileleri ile beraber vakit geçirirse uyuşturucuya yakalanma olasılığı düşer.
