Depresyon psikolojide ele alınan bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Psikoloji bilim dalı içerisinde yer alan ve psikolojik bozukluklardan olan depresyon, kişinin ruhsal anlamda çöküntü yaşıyor olmasını açıklıyor. Kişi içi süreçlere bakıldığında geçmiş yaşamda yaşanılan durumlar bastırılıyor.
Bu bastırılan ve unutulmak istenen anıları birey, unuttuğunu zannederek bilinçaltında taşıyor. Fakat öyle bir zaman geliyor ki, kişi bütün bir ömrü boyunca bilinçaltının derinliklerine atmış olduğu anılar, bir anda gözünde canlanıyor. Canlanan bu anılar genellikle olumsuz bir nitelik taşıdığı için, kişi ister istemez depresyona giriyor ve içine kapanıyor.
Depresyonda olan bir insan da bir takım belirtiler ortaya çıkıyor. Bu belirtiler, gün içerisinde meydana gelen baş ağrıları, halsizlik, yoğun düşünce halleri, anti sosyal kişilik bozukluğa dair eğilimler şeklinde kendisini gösteriyor.
• Depresyon kişinin içine kapanması ve kişi içi süreçlerinin zayıflaması ile kendisini gösteriyor.
• Bedensel sağlık açısından durumu ele aldığımızda ise kişi, gün içerisinde çok az yemektedir. Bu durum zaman zaman anareksiyo nevroza hastalığına dair bir eğilim olduğunu düşündürüyor.
• Geçen zaman içerisinde kişi yalnızlaşır ve öfke duygularında artış meydana geliyor.
• Kış depresyon belirtileri görülen bir insanın fazla bir zaman geçmeden bir psikolog doktoruna götürülmesinde fayda oluyor.
Bunun temel sebeplerini incelediğimizde ise, kişi eğer doktora gitmezse gün içerisinde aşırı yorgun düşüyor. Gün içerisinde yorgun düşen bir insanın kendine zarar verme ihtimallerinde artış meydana geliyor. Bu tarz olumsuzların meydana gelmemesi adına bir tıbbi yardım mutlaka zorunlu hale geliyor.
Çünkü stres durumu vücut içerisinde meydana gelen günlük döngüyü adeta aksatıyor. Kalp pompalaması gereken kanı daha yavaş pompalanıyor, mide stres meydana geldikçe daha fazla asit salgılıyor gibi sebeplere bağlı olarak kişinin vücutsal dengesi bozuluyor. Bu yüzden bu noktada kişi açısından öz bilinç kavramı çok büyük bir önem taşıyor.
Bu bastırılan ve unutulmak istenen anıları birey, unuttuğunu zannederek bilinçaltında taşıyor. Fakat öyle bir zaman geliyor ki, kişi bütün bir ömrü boyunca bilinçaltının derinliklerine atmış olduğu anılar, bir anda gözünde canlanıyor. Canlanan bu anılar genellikle olumsuz bir nitelik taşıdığı için, kişi ister istemez depresyona giriyor ve içine kapanıyor.
Depresyonda olan bir insan da bir takım belirtiler ortaya çıkıyor. Bu belirtiler, gün içerisinde meydana gelen baş ağrıları, halsizlik, yoğun düşünce halleri, anti sosyal kişilik bozukluğa dair eğilimler şeklinde kendisini gösteriyor.
• Depresyon kişinin içine kapanması ve kişi içi süreçlerinin zayıflaması ile kendisini gösteriyor.
• Bedensel sağlık açısından durumu ele aldığımızda ise kişi, gün içerisinde çok az yemektedir. Bu durum zaman zaman anareksiyo nevroza hastalığına dair bir eğilim olduğunu düşündürüyor.
• Geçen zaman içerisinde kişi yalnızlaşır ve öfke duygularında artış meydana geliyor.
• Kış depresyon belirtileri görülen bir insanın fazla bir zaman geçmeden bir psikolog doktoruna götürülmesinde fayda oluyor.
Depresyon Hastalığının Temel Belirtileri Nelerdir?
Kış depresyon rahatsızlığı yaşayan bir insan, bilinçaltından geri çağırmış olduğu geri bildirimler nedeni ile devamlı olarak rahatsızlanır. Biyolojik sağlık problemlerinin sık sık meydana gelmesi, yemek yeme durumlarında azalma, kişiler arası süreçler( aile ilişkileri, arkadaş ilişkileri vs.) azalma meydana geliyor. Bu ve buna benzer sebepler depresyon durumunun habercisi olarak karşımıza çıkıyor. Bu tarz belirtiler kişinin psikoloji düzeyi açısından büyük bir önem arz ediyor.Bunun temel sebeplerini incelediğimizde ise, kişi eğer doktora gitmezse gün içerisinde aşırı yorgun düşüyor. Gün içerisinde yorgun düşen bir insanın kendine zarar verme ihtimallerinde artış meydana geliyor. Bu tarz olumsuzların meydana gelmemesi adına bir tıbbi yardım mutlaka zorunlu hale geliyor.
Depresyon Psikosomatik Süreçlere Yol Açar Mı?
Depresyona giren bir insan sürekli olarak yoğun düşünce halinde oluyor. Bu yoğun düşünceler tıbbi bir yardım alınmadıkça kişiyi psikolojik anlamda olumsuz etkiliyor. Kişi düşündükçe sinirsel olarak yıpranıyor. Bu yıpranma vücut içerisinde bir takım organlara zarar veriyor.Çünkü stres durumu vücut içerisinde meydana gelen günlük döngüyü adeta aksatıyor. Kalp pompalaması gereken kanı daha yavaş pompalanıyor, mide stres meydana geldikçe daha fazla asit salgılıyor gibi sebeplere bağlı olarak kişinin vücutsal dengesi bozuluyor. Bu yüzden bu noktada kişi açısından öz bilinç kavramı çok büyük bir önem taşıyor.